23 Mayıs 2017 Salı

ISTANBUL BLUE
Göğüne erdim, sonsuz bi bakışla, ardımda onca tümce bıraktım
Nedir o zaman tutsak bi şarkının gecesini sana tamamlamak
Nedir yüzünde ki çizgilerin anlamı, 
Elimde Çırağan sarayının eşsiz güzelliği
Güzelliğe tutsak olan ben, seni geceye hüzünlendirmek
Ağlatmak ve utanmak, sonu biten aşkları gözlerine çekmek
Dalyan dalyan dumanına bakmak, yanmak ve yüreğinin atışını
duyumsamak, metefarlorı bi kenara itip, yeryüzünün soluğunu
hissetmek derinden,
Dudağın bi tarafa yazdım,henüz hiç açılmamış bi göğün
ardına düşerken
sometime my flover, düşünüyorum da içimde kelebeklere dönen
harfler
Sahilde ki kayaları hatırla,denizle çarpışan kayaları, aşınmıyor sesi
Gitarın tınısı, uçsuz bucaksız gidilen yolda, gülüşler, unutuluşlar
Hiç bi kitapta bulmadığım sana dair, söyleyişler
Bi mumun sigara dumanını içine çeken yalnızlığı
Hani Yerebatan sarayı, nedir cezbeden İstanbul u
Belki biraz İstanbulsun biraz da blue
Blues şarkılarının siyahı, tenine sormadın mı hangi esmerlik kadar
Ellerine bi sevinç tutuştursam, binbir meşale yaksam
Samsun asfaltında dinlesem yeni türküyü
Otomobillerin hiç hız kesmeyen saniyeleri hiçe sayan sesini duysam
Sen olsan içinde , güllerin çıkrığını sana sunsam
Sen susasan kendini, kendi yalnızlığını hiçe saysan
Sonra kendi adresini sana getiren bi aşk mektubu
Çıkmaz sokaklarda aramasan kendini, kendini bi harf kadar incitilmiş görmesen
Görmesen ne çıkar, sana dair yazacak çok şey var,
Şiirin ardına düşersen thales kadar eskirsin
Bi yontucu gibi yontarsın avcunun içini,kalabalıklar içinde bi İstanbul kadar
Eskisin, tarihin yörüngesine oturmuş fatih semti kadar eskisin
Yeniden başlarsın, sonra çeker içine Sarayburnu açıklarına demirlemiş bir liman
Seni hep limanda hatırlarım, sonra kayboluşunu
Suyun içine değen ayaklarını
Kahrolası bi acı duyarsın orası senin mabedin
Üstünü açarsın ve kelebekler uçuşur
Üç kelebeğin vardır, kurgulanmış bi yaşantının sularına değen
Sinan Doğan ALADOĞAN
ISTANBUL BLUE
Göğüne erdim, sonsuz bi bakışla, ardımda onca tümce bıraktım
Nedir o zaman tutsak bi şarkının gecesini sana tamamlamak
Nedir yüzünde ki çizgilerin anlamı, 
Elimde Çırağan sarayının eşsiz güzelliği
Güzelliğe tutsak olan ben, seni geceye hüzünlendirmek
Ağlatmak ve utanmak, sonu biten aşkları gözlerine çekmek
Dalyan dalyan dumanına bakmak, yanmak ve yüreğinin atışını
duyumsamak, metefarlorı bi kenara itip, yeryüzünün soluğunu
hissetmek derinden,
Dudağın bi tarafa yazdım,henüz hiç açılmamış bi göğün
ardına düşerken
sometime my flover, düşünüyorum da içimde kelebeklere dönen
harfler
Sahilde ki kayaları hatırla,denizle çarpışan kayaları, aşınmıyor sesi
Gitarın tınısı, uçsuz bucaksız gidilen yolda, gülüşler, unutuluşlar
Hiç bi kitapta bulmadığım sana dair, söyleyişler
Bi mumun sigara dumanını içine çeken yalnızlığı
Hani Yerebatan sarayı, nedir cezbeden İstanbul u
Belki biraz İstanbulsun biraz da blue
Blues şarkılarının siyahı, tenine sormadın mı hangi esmerlik kadar
Ellerine bi sevinç tutuştursam, binbir meşale yaksam
Samsun asfaltında dinlesem yeni türküyü
Otomobillerin hiç hız kesmeyen saniyeleri hiçe sayan sesini duysam
Sen olsan içinde , güllerin çıkrığını sana sunsam
Sen susasan kendini, kendi yalnızlığını hiçe saysan
Sonra kendi adresini sana getiren bi aşk mektubu
Çıkmaz sokaklarda aramasan kendini, kendini bi harf kadar incitilmiş görmesen
Görmesen ne çıkar, sana dair yazacak çok şey var,
Şiirin ardına düşersen thales kadar eskirsin
Bi yontucu gibi yontarsın avcunun içini,kalabalıklar içinde bi İstanbul kadar
Eskisin, tarihin yörüngesine oturmuş fatih semti kadar eskisin
Yeniden başlarsın, sonra çeker içine Sarayburnu açıklarına demirlemiş bir liman
Seni hep limanda hatırlarım, sonra kayboluşunu
Suyun içine değen ayaklarını
Kahrolası bi acı duyarsın orası senin mabedin
Üstünü açarsın ve kelebekler uçuşur
Üç kelebeğin vardır, kurgulanmış bi yaşantının sularına değen
Sinan Doğan ALADOĞAN
Türkiye
ey gönül sazım
gönül sızım
kuşları denize saldım
çoğaldım
Sinan Doğan ALADOĞAN
Bi şair olarak geç karşılarına
Bir miktarda ağlamak istersin
Cahit Zarifoğlu
Bir şair olarak geç karşılarına ağrılarına,sanırsın ilk defa gün ışığı görmüşsün
Bir miktarda ağlamak istersin, özün ağlar sen duyarsın
Meydanlar loş, karanlık ufku görülmeyecek derece de karanlık, derin bi loşluk hissi
Rüyada mısın, eğlence de misin belli değil, neyi kutluyorsun akşam üstü.
Akşamlar hep gelir gider, öykünür bi alıcı kuş, kendine,bi şair olarak geç karşılarına
De ki bundan böyle,bi miktar ağlamak isterim.
Sinan Doğan ALADOĞAN
Oysa sevgimize kuşlar gelir uzanır/Cahit zarifoğlu
Nazire
Kendine dönen yolda rastlar adam kendine,mundar bir gündür, hemen oracıkta.
Sevgimize kuşlar gelir uzanır.
Bi kedi sevdiği yavruyu,taşır süt haznesine, döner gelir adam kendinden, hemen şuracıkta
Sevgimize kuşlar gelir uzanır.
Son sözü bi hiçliği yineler, ardı sıra gelir adam, kendiyle, öteledik de ,kalktım geldim der gibi
Sevgimize kuşlar gelir uzanır.
Söyle hangi bahar ömrümüzü anlatmaya yeter,ki ilkyaz henüz başlamamıştır, bırakır kendini adam
sözü yarım kalmıştır,yanıbaşımızda
Sevgimize kuşlar gelir uzanır
Ol ki suretin görünmede, el ayak çekmiştir gün,geceyi emzirmede
Sana söyleyecek söz var mıdır ki, sevgimize kuşlar gelir uzanır
Sinan Doğan ALADOĞAN
Siz
Gözlerinizi alıyorum/gözleriniz ortaçağ
Kocaman, ıssız(ilhan berk.)
Nazire
Ve vakitlerimiz ölü, ölü gözleriniz, gözleriniz ortaçağ
Karanlığını da al git diyorum, işlemiş, kök salmış ruhumuza
Ey çılgınlık! kızıllık çal parmağına
Kocaman ıssız yalnızlığımıza
Ey çılgın kalabalık, kızıllık çal parmağına
Aydınlığı devşir gün ışımadan
Sinan Doğan ALADOĞAN
Nazire/ilhan Berk şiirine
(Ey sen ve ey!)Ölü gelir ve akşamı kor. İlhan Berk
Kor gibi hareketle, ektim sözcüğün hasını ve ey sen olan ey!
Ölür gelir ve akşamı sen!
En zordur yaşarken ölmek bilirim ey akşamı zor eden sen!
Nazire ediyorum tümcene, tümcen bi dolu akşam, geceyi soluma da
Ey sen ve ey!Ölü gelir, kor gelir.
İner geceye, gecenin ağzı kor gibi yanmakta
Kor ektim ölü gelir ve akşamı sen!
Yıkanan saçlarını akasya bellediğim sen, hükmettim eğdim sözcüğü
Ki şair sözcüğe hükmedendir
Geceye yasladım başımı,gecenin hükmü çoktur, hayırlar gibi ey geceyi var eden sen!
Gündüz yaşmağıyla iner beyaz maşlahlı kadın iner ölü gelir, kor gelir
Ey sen ve ey!
Tümcen masamın ortasında duruyor, eğilmiş bi güle ve güne
Günler darağacında ,Pir Sultan Ölür Dirilir!
Ey sen ve ey !
Sözcüğün üstünde nen var
Geceleri örter elleriyle karanlığı
Sözcüklerin içi boşalmıştır, ki sözcükler kendinden vazgeçer
Eyle nazarı kendine döne bi vakitte bulunur ey cismimi varlığıyla sınayan
Mevlanın dilinde ol diyince olan- ki kanar gözyaşlarım, kenan ilinde
Ölü gelir, ey sen ve ey!
Ölü gelir ve akşamı kor!
Sinan Doğan ALADOĞAN
Muhteşem
Yorum Yap